Paylaşım için girilecek metin:

1971 yılında sanat tarihçisi Linda Nochlin çığır açan bir makale yayınladı. Makalenin başlığı “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Olmadı?” idi. Bu makalede Nochlin, yetenekli kadınların erkek meslektaşlarıyla aynı statüye ulaşmasını engelleyen sosyal ve ekonomik faktörleri araştırıyordu.

1980'lere gelindiğinde Griselda Pollock ve Rozsika Parker gibi sanat tarihçileri daha da ileri giderek, 'eski usta' ve 'başyapıt' gibi cinsiyet yüklü terimlerle sanat tarihinin dilini incelemeye başladılar. Kadın çıplaklığının batı kanonundaki merkezi yerini sorgulamaya başladılar, bu araştırmacılar erkek ve kadınların neden bu kadar farklı temsil edildiğini sorguluyorlardı.

Birinci Dalga feminist sanat olarak da bilinen bu dönemde kadın sanatçılar eserlerinde; vajinal imgeleri ve adet kanını keşfederek, tanrıça figürleri olarak çıplak pozlar vererek ve nakış gibi 'kadın işi' olarak kabul edilen medyayı meydan okurcasına kullanarak deneyimler sundular. Feminist sanatın bu evresinin en büyük ikonik eserlerinden biri Judy Chicago'nun The Dinner Party (Akşam Yemeği Partisi, 1974-9) adlı eseridir.
Daha sonraki feminist sanatçılar bu yaklaşımı reddederek zihinsel anlamda kadın olmanın kökenlerini ortaya çıkarmaya çalıştılar. Bir maskeli balo olarak kadınlık fikrinin peşine düştüler.

Paylaşım için girilecek metin:

Aktif bir cinsel hayatın varsa, uzmanlar tarafından yılda iki ila dört defa HIV testi yaptırman öneriliyor, çünkü HIV testleri son cinsel birleşmeden en erken üç ay sonra doğru sonucu veriyor. Diğer bir ifadeyle, her üç ya da altı ayda bir HIV testi yaptırmak gerekli. Test yaptırmak için devlet hastanelerinin enfeksiyon birimlerinden randevu alabilirsin. Bunun dışında bazı belediyelerin Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezlerinde (GDTM) de HIV testi yaptırabilirsin. Ayrıca, bağlı bulunduğun Aile Sağlığı Merkezinde de HIV testi yaptırabilirsin. Aile Sağlığı Merkezlerinden alabileceğin diğer hizmetleri öğrenmek için şu içeriğimize bakabilirsin.*

Paylaşım için girilecek metin:

Bu bir mittir! Bu mite karşı cevabımız çok sevilen ve baş kaldıran bir kadın anti karakterin başrolde olduğu, Fleabag dizisinden bir sahneyle geliyor 🙂

Sevişmeyi başlatan kadının ahlaksız olduğu miti, kadınları pasifize eden yanlış inanışlardan biridir ve kadınların cinsel arzulara sahip olmasının yarattığı korkuya dayanır. Oldukça eski dönemlerden kalma bu yanlış inanış, bilinç düzeyinde aşılmış görünse de birçok erkek, kadın partnerlerinin cinsel ilişkiyi başlatmasından rahatsız olabilir. Bu yanlış inanış nedeniyle kadın sadece erkek partnerinin istediği zaman ve onu memnun etmek için ilişkiyi kabul etmeye kendini koşullandırır.

*Bu tarz popüler kültür öğelerinin de paylaşımlarda yer almasının etkileşimi arttırmanın yanında eğlenceli ve dikkat çekici olduğu için farkındalık konusunda destekleyici olacağını düşünüyoruz.